Yazar arşivleri: gorkemeskiizmir

gorkemeskiizmir hakkında

Dr. Görkem Eskiizmir, 1975 yılı İzmir doğumludur. İlköğretimini İzmir Müdafaa-i Hukuk İlkokulu’nda tamamladıktan sonra, ortaöğrenimini İzmir 60. Yıl Anadolu Lisesi’nde devam ettirmiştir. Lise öğrenimini ise Ankara Fen Lisesi’nde tamamlamıştır. Üniversite hayatı ise 1992 yılında Hacettepe Üniversitesi (İngilizce) Tıp Fakültesi’ni kazanması ile başlamış ve 1999 yılında başarıyla mezun olmuştur. Aynı yıl Manisa Celal Bayar Üniversitesi Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Anabilim Dalı’nda uzmanlık eğitimine başlamış ve 2004 yılında “Yüksek Şiddette Sese Maruz Kalma Sonucu Perilenfatik Fistül Gelişme Riskinin Deneysel Hayvan Çalışması ile Değerlendirilmesi” başlıklı tezi ile Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı olmuştur. Uzmanlık sonrası mesleki bilgi ve tecrübesini artırmak için 2005 yılında University of Michigan, Ann Arbor Kulak Burun Boğaz ve Baş Boyun Cerrahisi Anabilim Dalı’na gözlemci olarak katılmıştır. Bu merkezde, Fasiyal Plastik Cerrahi ve Baş ve Boyun Cerrahisi üzerine 5 ay boyunca çalışmış; bu sayede, Fasiyal Plastik Cerrahi alanında bir duayen olan ve özellikle lokal ve bölgesel fleplerle rekonstrüksiyon teknikleri konusunda birçok önemli bilimsel makale ve kitap yazarı olan Prof. Dr. Shan BAKER ile tanışmış ve özellikle baş boyun bölgesi deri tümörlerine bağlı onarım teknikleri konusunda yoğun bir eğitim almıştır. Bunun yanı sıra, Baş ve Boyun Cerrahisi alanında saygın hekimlerden olan Prof. Dr. Gregory WOLF ve Prof. Dr. Carol BRADFORD’u da birçok cerrahi işlem sırasında ve poliklinik hizmeti sırasında gözlemlemiştir. Yurtdışı gözlemciliği sonrasında bir yıl Tatvan Asker Hastanesi ve bir yılda özel bir hastanede Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı olarak çalıştıktan sonra 2007 yılında Manisa Celal Bayar Üniversitesi’nde “Yardımcı Doçentlik” kadrosuyla akademik hayata atılmıştır. 2009 yılında University of California, San Francisco’ya 3 aylığına gözlemci olarak gitmiştir. Bu merkezde, özellikle tükürük bezi hastalıkları ve kanserleri üzerinde dünya çapında önemli bir uzman olarak kabul edilen Prof. Dr. David EISELE ve baş ve boyun endokrin cerrahı (tiroid ve paratiroid hastalıkları ve cerrahisi) olarak çalışan Prof. Dr. Lisa ORLOFF ile tanışmış ve klinik pratikleri ve cerrahilerinde gözlem yapmıştır. Ayrıca, uyku hastalıkları ve cerrahisi uzmanı olan Yrd. Doç. Dr. Eric KEIZIRIAN ile de birlikte uykuda solunum bozukluğu olan olguların tanı ve tedavi aşamalarında gözlem yapmış ve tecrübelerini artırmıştır. Aynı dönemde, rinoplasti alanında çok önemli bir plastik cerrahi uzmanı olan Dr. Ronald GRUBER’i de ameliyatlarında gözlemleme şansını bulmuştur. Son olarakta, 2014 yılında Türk Kulak Burun Boğaz ve Baş Boyun Cerrahisi Derneği’nin University of Pittsburgh Baş Boyun ve Tiroid Cerrahisi bursunu kazanarak 2 ay boyunca Baş ve Boyun Cerrahisi alanında gözlemci olmuştur. Bu süreçte, Prof. Dr. Jonas JOHNSON ve Prof. Dr. Robert FERRIS gibi bu alanda dünya çapında olan baş ve boyun cerrahları ile birlikte çalışma şansını yakalamıştır. Dr. Görkem Eskiizmir, 2011 yılında Türk Kulak Burun Boğaz ve Baş Boyun Cerrahisi Yeterlik Belgesini kazanarak “Türk Kulak Burun Boğaz ve Baş Boyun Cerrahisi Yeterlik Üyesi” unvanı sahibi olmuştur. 2012 yılında da doçentlik sınavını başarıyla vererek “Doçent” unvanını elde etmiştir. Aynı yıl, Dokuz Eylül Üniversitesi, Onkoloji Enstitüsü’nde Temel Onkoloji alanında Prof. Dr. Yasemin BASKIN tarafından açılmış olan “Temel Onkoloji” alanındaki doktora programına başvurmuş ve “Larenks Kanserlerinde Anjiyogenetik Ve Hipoksik Faktörlerin Tümör Davranışı Üzerine Etkileri” başlıklı tezini başarıyla tamamlayarak bu alanda doktora payesini almıştır. Halihazırda, akademik hayat ve klinik hizmetlerine Manisa Celal Bayar Üniversitesi Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Anabilim Dalı’nda Doçent ünvanlı öğretim üyesi olarak devam etmekte olan Dr. Görkem Eskiizmir’in uluslararası ve ulusal alanda birçok bilimsel makale ve kitap yazarlığı bulunmaktadır (Bkz. Akademik). Dr. Görkem Eskiizmir, evli ve iki çocuk babasıdır.

Nezle ve Grip Arasındaki 6 Önemli Fark

 

nezle ve grip arasındaki farklar

Özellikle sonbahar ve kış aylarında artış gösteren nezle ve grip benzer yakınma ve şikayetlere yol açsa da, etken patojenler, gelişim süreci, belirti ve bulguların şiddeti açısından önemli farklara sahiptir.

Nezle (soğuk algınlığı), rinovirüs, coronavirüs, adenovirüs, respiratuar sinsityal virüs, vb. kaynaklı olarak ortaya çıkan ve görece daha hafif bir klinik tablo yaratmaktadır. Grip ise influenza virüs tarafından gelişen yüksek ateş, halsizlik, kırgınlık, öksürük, yorgunluk ve şiddetli kas ve eklem ağrıları gibi belirti ve bulgularla seyreden daha ağır bir hastalıktır.

 

Kaliteli ve Sağlıklı Uykunun Önemi

uykunun önemi

Gündelik hayatımızın yaklaşık %36’sını geçirdiğimiz uyku, günboyu yorulan beyin ve vücudun dinlendiği ve yenilendiği tek dönemdir. Her yaş grubunun uyku gereksinimi farklılık arzetse de, çocukluk çağında en az 8-9 saat erişkinlikte ise en az 7 saatlik bir uyku gereksinimi vardır. Özellikle 6 saatten az uykularda farklı gerekçelerle dahi olsa ölüm riski %13 artmaktadır. Benzer bir şekilde 7 saatten az uyuyan kişilerde obezite gelişme riski önemli ölçüde artmaktadır.

 

Dudak Kanseri: Güneş ve Sigara Maruziyetinin Yüzümüzdeki Olumsuz Etkisi

Ekran Resmi 2019-07-02 11.36.24

  • Dudaklarımızın en önemli fonksiyonları: ses çıkarma, konuşma, emme, öpüşme ve duygu belirtmededir. Bunların yanısıra, yüzdeki konumu nedeniyle estetik olarakta önplandadır.

  • Dudak boyutları, ırka ve cinsiyete göre değişiklik gösterse de, yaklaşık 7-7.5 cm boyutundadır.

  • Dudak kanserlerinde en önemli risk faktörü güneş ışığı maruziyeti ve/veya tütün ve türevlerinin kullanımıdır.

  • Ülkemizde her yıl 1000’den fazla yeni dudak kanseri olgusu bildirilmektedir. Özellikle Batı ve Güney Anadolu’da (güneş maruziyetinin de yüksek olması nedeniyle) dudak kanseri sıklığı görece yüksektir.

  • Dudak kanserleri en sık alt dudakta gelişmektedir.

  • Dudak kanserinin en önemli bulgusu, dudak üzerinde iyileşmeyen, üzeri kabuklu ve/veya kanamalı yaradır. Kanser ilerledikçe boyunda lenf nodlarına yayılım da gösterebilmektedir.

  • Günümüzde dudak kanserinin tedavisi için en etkin ve ideal tedavi cerrahidir.

  • Cerrahi tedavinin planlanmasında ilk hedef, tümörün tamamen ortadan kaldırılmasıdır. Bununla birlikte, dudağın fonksiyonlarının da tekrar yapılandırılması ve estetik olarak iyi bir sonuç elde edilecek yöntemlerin tercih edilmesi önem arzetmektedir.

  • Dudak kanserlerinde, erken evrede tanı konduğunda yüksek sağkalımlar sağlanabilmekte ve yüz güldürücü sonuçlar elde edilmektedir.